Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. hem … hem de, ne kadar … ise o kadar, … kadar da.
    She was good as well as beautiful: Güzel olduğu
    kadar da iyi idi.
    by day as well as by night: gece gündüz (hem gece, hem de gündüz).
  2. … kadar, … ile beraber, …'e ilâveten, hem … hem de …
    She was good as well as beautiful: Hem güzel hem de iyi idi.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

as well
… de/da, ayrıca, ilâveten, keza.
Take him as well: Onu da al.
You may keep these as well:
Ayrıca bunlar da sizin olsun.
One may as well say that … : Keza denilebilir ki …
as well
… de/da, dahi, keza, bile.
I'm going to Rome and my sister's coming as well.
We might as well
stop: Dursak/bıraksak iyi olur.
One might as well say ….: Şöyle de denilebilir …
Just as well: zararı yok, beis yok, aldırma.
"We're late to see the fil." "Just as well. I hear it isn't very good.": "Filmi görmek için geciktik." "Aldırma, zaten iyi değilmiş."
You may (just) as well go: Gitmenizde beis yok. İsterseniz gidin!
as you may well know
malum olduğu gibi
may (just) as well
istersen …
You might just as well ask for the moon as for a bicycle, because you are not getting either:
Bisiklet yerine istersen ayı iste: hiçbirini alamayacaksın.
may/might as well be hanged for a sheep as a lamb
cezası aynı olduğundan daha ağır suçu da işlemek.
observe something well so as impress it on one's mind
bellemek Fiil
that goes for me as well
bu benim için de geçerli
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.